Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin Kuruluşu ve Dil Politikası- M. Rıza Heyet

1945 yılında Güney Azerbaycan’da kurulan ve 1946 yılına kadar hayatını sürdüren “Azerbaycan Millî Hükûmeti” dönemi, özellikle dilsel ve sosyo-kültürel açıdan Güney Azerbaycan Türkleri için hayati bir öneme sahiptir. 1925 yılında siyasi iktidar mücadelesinde yenilgiye uğrayan İran Türkleri, dil yasağını da beraberinde getiren ciddi bir Farslaştırma sürecine girmiş oldu. 15 yıldan uzun süren bu süreç, 1945 yılında başta Seyit Cafer Pişeverî olmak üzere, Azerbaycan politikacıları ve aydınlarının kurmuş olduğu “Azerbaycan Millî Hükûmeti” ile geçici olarak son buldu. Yaklaşık bir yıl süren bu inişli yokuşlu dönemde, “Millî Hükûmet”in asimilasyon politikalarının izlerini silmeye ve Güney Azerbaycan Türklüğüne yeni millî kimlik bilinci aşılamaya yönelik izlediği politika dikkat çekicidir. Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin Türk dili politikası, Türkçeye millî dil statüsü kazandırdı. Türkçe, Azerbaycan’ın resmî dili oldu. Türkçenin işlevselliği; okulları, mahkemeleri ve tüm resmî organları kapsayacak şekilde genişlerken, Azerbaycan’daki diğer azınlık dillerinin korunmasına ve öğretimine de olanak sağlandı. Onlarca Türkçe gazete ve dergi yayınlanmaya başladı. Bir yılın içinde yayınlanan Türkçe kitapların sayısı yüzü geçti. Türk dilinde tiyatro ve Azerbaycan müziği, Millî Hükûmet tarafından resmen desteklendi. Azerbaycan şairler ve yazarlar cemiyeti kuruldu ve iki Azerbaycan arasındaki kültürel ilişkiler genişledi. Fakat 1946 yılında Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin yıkılması ve Azerbaycan’ın tekrar Pehlevî hâkimiyetine tabi olması ile daha uzun süreyi kapsayan ikinci Farslaştırma süreci başlamış oldu.

Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin Kuruluşu

1941-1945 yıllarını Pehlevî dönemi çerçevesinde ele almak doğru olmadığı gibi, 1945’te kurulan Azerbaycan Millî Hükûmeti döneminden ayırmak da doğru değildir. Çünkü bilindiği üzere, AMH’nin kültürel ve toplumsal temeli aslında bu yıllarda atılmıştır. Dolayısıyla çalışmamızda 1941-1946 yılları, Azerbaycan Millî Hükûmeti Dönemi başlığı altında incelenecektir.
1941 yılında İran’ın Müteffikler tarafından işgal edilmesiyle 1. Pehlevî dönemi de son bulmuş oldu. Almanlarla sıkı işbirliği içinde olan 1. Pehlevî hükûmeti hiçbir direniş göstermeden işgalcilere teslim oldu ve ülkeyi 20 yıl diktatörlükle yöneten Rıza Şah yurt dışına sürgün edildi (Mecidi 2003: 216). Merkezî hükûmetin zayıflamasından ve Sovyet ordusunun işgalinden dolayı Kuzeyli soydaşlarıyla tekrar görüşme ve iş birliği yapabilme imkânından faydalanan Güney Azerbaycan aydınları hiç gecikmeden Rıza Şah’ın Türklüğe ve Azerbaycan’a karşı baskıcı ve ayrımcı politikasının izlerini silmek ve geçmişteki haksızlıkları telafi etmek amacıyla Türkçe kitap ve gazete yayımlamaya başladılar. Tabii ki, Rıza Şah döneminde yetişen, devletin resmî propagandalarının etkisiyle en azından zihinsel olarak öz benliğini unutan bir kuşağa kısa bir zaman diliminde Türklük ve Azerbaycanlılık bilinci kazandırmak oldukça zor bir işti. Önce gönüllü, daha sonra ise zorunlu olarak asimilasyona maruz kalan Güney Azerbaycan halkı için Türkçe konuşma aracı olmaktan başka bir şey ifade etmiyordu. Azerbaycan ekonomik olarak zayıf durumdaydı. Bir yandan Rıza Şah’ın politikaları sonucunda eski ekonomik, siyasi ve kültürel gücünü kaybederek gerileme süreci içinde yaşayan Güney Azerbaycan, diğer yandan da 2. Dünya Savaşı’nın ve işgalci Sovyet ordusunun beraberinde getirdiği sıkıntılara katlanmak zorunda kaldı (Muradi 2003: 310-315). Böyle bir durumda Azerbaycan’ı Fars şovenizminin getirdiği faciadan kurtarıp onun millî değerlerine sahip çıkmasını sağlamak isteyen aydınların Sovyet rejiminin desteğinden yararlanarak faaliyet yapmalarından başka çareleri kalmamıştı. Meseleye farklı bir açıdan bakıldığında, Güney Azerbaycan aydınlarının Sovyet ordusunun orayı terk etmesini bekleyip ondan sonra faaliyete başlaması gibi bir şansı söz konusu değildi. Bu gelişmeler ister istemez Azerbaycan aydınlarının büyük bir kısmının sosyalizme yönelmesinde etkili olmuştur. Durum o kadar karışıktı ki kimin milliyetçi, kimin komünist olduğunu söylemek mümkün değildi. Fakat, görünen şu ki Güney Azerbaycan aydınları tarihte ilk kez olarak Türkçenin resmîleştirilmesi ve korunması için harekete geçmişlerdi.

Rıza Şahın hâkimiyetten düşürülmesinden sonra birçok siyasi parti gibi Komünist Tûde Partisi de faaliyete başladı. Gelecekte Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin başbakanı sıfatıyla da göreceğimiz C. PişeveriTûde Partisi’nin kuruluşunda önemli rol oynadı. Pişeveri 1943 yılında 14. İran Meclis seçimlerine katılarak Tebriz’de 12 aday arasından 2. olarak seçilmişti. Fakat, Meclisteki gelişmeler Pişeveri’nin güven oyu alamamasıyla sonuçlanınca Pişeveri Tûde Partisi’nden onu desteklemediği gerekçesiyle ayrılmak zorunda kaldı. Daha önce Tahran’da Ajir gazetesini yayımlayan Pişeveri, 1945’te Tebriz’e giderek Sovyet rejiminin desteğiyle Azerbaycan Demokrat Fırkası’nı kurmayı başardı. O, 3 Eylül 1945’te yayınladığı bir beyanatla Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın kuruluşunu resmen açıkladı. Tûde Partisi’nin Azerbaycan kolu, merkez komitesinden habersiz Azerbaycan Demokrat Fırkası’yla birleşti. 1941 yılından itibaren Azerbaycan Cemiyeti’nin organı olarak çıkan Azerbaycan gazetesi ADF’nın resmî organına çevrildi (Fawcett 1994: 55). Azerbaycan Demokrat Fırkası, Azerbaycan Komünistleri ve Tûde Partisi’nin merkezî komitesi arasındaki ihtilâflar giderek artmaktaydı.

Bu problemlerin en önemlilerinden biri de dil meselesiydi. 1941’de Ahgeri, Hilal Nâsiri, Rahimi, Merzban, Çavuşi, Şebüsteri ve Şems gibi Azerbaycanlılar tarafından Tebriz’de kurulan Azerbaycan Cemiyeti ve onun hemen ardından Pâdgan, Velâyi, Gâderi, Elmdust, Mizani, Nankerâni, Hambarsuniyan ve Hacızade tarafından kurulan Azerbaycan Zehmetkeşleri Teşkilatı ciddi bir şekilde Eyalet ve Vilayet Encümenlerinin yeniden oluşturulması gerektiği fikrini savunuyorlardı. Azerbaycan Cemiyeti’nin organı olarak çıkan Azerbaycan gazetesi ilk sayılarından itibaren (1941) dil meselesini ele alarak şöyle yazıyordu: “…Azerbaycanlı, Fars dilli değildir ve hiçbir zaman da olmamıştır. Artık devletin bunu kabul etmesi gerekir. Bizim resmî ve ana dilimiz Azerbaycan dilidir. Biz bütün gücümüzle ana dilimizin kullanımının okullarda ve devlet dairelerinde yaygınlaştırılmasına çalışacağız. Bizim dilimizi yok etmeye çalışanlar fikirlerini değiştirmek zorundadır” (Muradi 2003:326).
Tûde Partisi’nin ilk eyalet kongresindeki Azerbaycanlı katılımcılar, Türkçenin Azerbaycan’da ikinci resmî dil olması arzusunda bulunmuşlardır. Bu partinin Tahran’da düzenlenen ikinci kurultayında ise Azerbaycan’dan katılan Ahmet Hüseyni adlı bir kişinin Farsça konuşma yapmaktan imtina etmesi üzerine kurultay başkanı mütercim çağırmak zorunda kalmıştı (Muradi 2003: 327). Fakat, Tûde Partisi bu konuda çok farklı düşünüyordu. Aslında bu partinin dil konusundaki politikası Pehlevî rejiminin dil politikasıyla örtüşmekteydi. Partinin önde gelen şahsiyetlerinden ve aslen Türk olan TakiErâni güçlü merkezî bir devletin taraftarı olarak azınlıkların dillerinin yok edilmesi gerektiğini savunmaktaydı. Azerbaycan’ı İran’ın ölüm ve kalım meselesi olarak nitelendiren T. Erâni’ye göre, Azerbaycanlılar Moğolların devamlı saldırıları sonucunda unuttukları Farsçayı tekrar öğrenmek istiyorlar (Fawcett 1994: 71).

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın kurucusu C. Pişeveri ise Azerbaycan gazetesinde şöyle yazıyordu: “…Bizim dilimize ihanet eden ve onun zorla dayatıldığını söyleyenler bizim yeminli düşmanlarımızdır. Geçen asırlarda Azerbaycan düşmanları bizim güzel dilimizi susturmaya ve yok etmeye çalıştılar. Fakat, onlar yenildiler ve bizim dilimiz hayatına devam etti. Tahran’ın aydınları bunu bilmelidir ki ‘Azeri’ basit bir lehçe değil, halkın içinde derin kökleri olan temiz bir dildir…” (Muradi 2003: 332).

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın ilk beyannamesinde İran sınırları çerçevesinde Azerbaycan’ın özerkliği, Eyalet ve Vilayet Encümenlerinin tesisi, Türkçenin ilkokullarda eğitimi ve üçüncü sınıftan sonra Farsçanın da Türkçe ile birlikte okutulması, millî üniversitenin tesisi, sanayi ve fabrikaların genişletilmesi, işsizlikle mücadele, ticaretin genişletilmesi, ihracat amacıyla ticari yolların yapılanması, Azerbaycan kentlerinin bayındırlığı, çiftçilerin ihtiyaçlarının karşılanması, bazı yasa dışı vergilerin ortadan kaldırılması, halka okuma yazma öğretilmesi, İran Millî Meclisindeki Azerbaycanlı millet vekillerinin sayısının 20 kişiden toplam milletvekilleri sayısının üçte birine yükseltilmesi, alınan vergilerin yarısının Azerbaycan’a tahsis edilmesi gibi çok önemli hedefler ve talepler yer almaktaydı (Muradi 2003: 332).

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın (ADF) bu bildirisi Tahran’da büyük bir yankı buldu. 14. Meclisin bazı vekilleri bu fırkanın kuruluşunu anayasaya aykırı bulup Fırka kurucularının tutuklanmasını talep ettiler. Merkezî hükûmet ise hemen Azerbaycan’a vali gönderme kararı aldı. Önce Farruh adlı birisini seçen merkezî hükûmet, Demokrat Fırkası’nın itirazı üzere Ahmet Bayat’ı gönderdi. Bayat’ın Azerbaycan’a gitmesi hiçbir şeyi değiştirmedi. Azerbaycan Demokrat Fırkası temsilcileriyle merkezî hükûmet temsilcileri arasındaki ilk müzakere sonuca varmadan sona erdi ve Bayat, Tahran’a dönmek zorunda kaldı. Tahran’da müzakerelerden sonuç alamayan ADF ise Azerbaycan Halk Kurultayında, Azerbaycan Millî Meclisinin tesisine karar verdi. Kurucular meclisi kurultayın sonunda hazırladığı bildiriyi Mehmet Rıza Pehlevî, Millî Şura Meclisi ve Dışişleri Bakanlığına gönderdi. Bildiride Azerbaycan’ın özerkliği vurgulanarak onun İran’dan ayrılmayacağı, başka bir ülkeye ilhak edilmeyeceği de belirtilmişti. Bildiriye göre, Azerbaycan halkı Meşrutiyet Anayasası’ndaki eyalet encümeni yasasını biraz genişleterek millî hükûmet kurmayı amaçlamıştı. Millî Meclis seçimleri yapılıp millî hükûmet kuruluncaya kadar 39 kişiden oluşan “Millî Heyet” adlı bir grup, alınan kararları hayata geçirmekle görevlendirildi. Bildiride Türkçenin bütün okullarda zorunlu olarak okutulması görevi de Millî Heyet’e verilmiş, onu engellemeye çalışanlar ise Azerbaycan halkının düşmanı olarak belirtilmişti (Muradi 2003: 345-347).

Azerbaycan Millî Meclisinin ilk toplantısında gizli oylamayla M. Ali Şebüsteri Meclis başkanlığına seçildi. Millî Meclis aynı zamanda Cafer Pişeveri’yi başbakan olarak ilan etti ve diğer bakanların da onun tarafından aynı günde atanması istendi. Atamalara göre, Dr. SelamullahCavid İçişleri Bakanı, Cafer Kavyani Halk Orduları Bakanı, Dr. Mehtaş Ziraat Bakanı, Mehmet Biriya Maarif Bakanı, Dr. Hüseyin Orengi Sağlık Bakanı, Gulamrıza İlhami Maliye Bakanı, Yusuf Azîma Adliye Bakanı, Kebiri Yol-Posta-Telgraf-Telefon Bakanı, Rıza Resûli Ticaret ve Ekonomi Bakanı olarak seçildi. Çalışma Bakanlığını geçici olarak C. Pişeveri kendisi üstlendi (Muradi 2003: 369). Dışişleri Bakanlığının olmaması Azerbaycan’ı İran’dan ayırmak istemediklerinin göstergesiydi. AMH bir yandan merkezî hükûmetle müzakerelere devam ederken, diğer yandan da Azerbaycan’daki köklü reformlar gerçekleştiriyordu. Toplam 11 ay devam eden Azerbaycan Millî Hükûmeti döneminde Azerbaycan Türkçesi, Azerbaycan’ın resmî dili olarakokullarda okutulmaya başladı. İlkokullar için Ana Dili adlı altı ciltlik ders kitaplarının yanı sıra Ekâbir Üçün Ders Kitabı (64 sayfa), Coğrafya, 5. İbtidaiKilas Üçün (114 sayfa), Muxteser Dünya Tarixi, 5. İbtidaiKilas Üçün (64sayfa), Veten Dili: Edebî Qerâet Kitabı, 6. İbtidaiKilas Üçün (300 sayfa), Veten Dili: Edebî Qerâet Kitabı, 1.-6. İbtidaiKilas Üçün (sırayla 82, 87, 112, 183, 244, 300 sayfa) gibi Türkçe ders kitapları yayımlandı.

Tebriz Üniversitesi tesis edildi. Tebriz radyosu kurularak Türkçe yayın yapmaya başladı. Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın organı olarak neşrini devam ettiren Azerbaycan gazetesinde siyasi, edebî ve toplumsal yazılar yer aldı. Gazetede Azerbaycan’daki gelişmelerle birlikte, Azerbaycan halkının zengin dili, edebiyatı ve muhteşem tarihiyle ilgili bilgi verilerek, millî şuurun uyandırılmasına çalışılıyordu. Güney ve Kuzey Azerbaycan şair ve yazarları uzun bir ayrılıktan sonra tekrar bir araya gelerek “Şairler Meclisi” adı altında Güney Azerbaycan Yazarlar Birliği’ni kurdular. Sâhir, Sehend, BalaşAzeroğlu, Medine Gülgün, H. Bulûri, Yahya Şeyda ve birçok ünlü şair ilk Türkçe şiirlerini orada okudular. Bu toplantılarda okunan şiirler toplanarak 1945’te “Şairler Meclisi” adlı 80’den fazla şairin şiirini içeren bir antoloji şeklinde yayınlandı. O zamana kadar daha çok hiciv şiirler yazan Ali Fıtret, M. Biriya, H. Sahhaf ve Mahzun gibi şairler artık millî ve toplumsal konularda şiirler yazmaya başladılar. Uzun yıllar yasaklı ve sıkıntılı bir ortamda yaşadığından dolayı Farsça şiir yazan Habip Sâhir’in Türkçe şiir yazması için güzel bir ortam yaratılmıştı. Kısa hayatına rağmen, Güney Azerbaycan’da eşi benzeri görülmemiş hizmetler yapan, büyük hayalleri gerçekleştiren Azerbaycan Millî Hükûmeti köylerde 2000’den fazla, kentlerde ise 500’e yakın ilk ve ortaokul tesis etti. Azerbaycan ziraat sisteminde önemli değişiklikler yapıldı. Onlarca Türkçe gazete ve kitap yayımlanmaya başladı. Azerbaycan tiyatrosu oluşturuldu. Settar Han ve Bagır Han’ın heykelleri yaptırılarak Tebriz’in önemli yerlerine konuldu. C. Pişeveri’nin bizzat denetimiyle caddeler asfalt edildi. Bir devletin belki 10 yılda yapabileceği reformlar halkın iradesiyle ve AMH tarafından 11 ayda hayata geçirildi (Heyet 2001: 264; Bayramzade 1989: 47; Gökdağ 2004: 53) ve en önemlisi yıllarca yasaklanan Azerbaycan Türkçesi resmî devlet dili statüsüne kadar yükseldi.

Azerbaycan devlet bütçesi onaylanırken maarif ve kültür için ayrılan 6020120 tümene (Tümen ve Riyal İran’ın para birimleridir.) başbakan Pişeveri’nin önerisiyle 4 milyon tümenin ilave edilmesi AMH’nin Azerbaycan Türk kültürüne verdiği önemi göstermektedir. Millî Hükûmet bu bütçeden Azerbaycan Üniversitesinin tesisi için de yararlanmıştır. Tebriz Üniversitesi Rektörü Nusretullah Cahanşahlu Afşar, hatıralarında şöyle yazıyor: “Eylül ayında sınav yoluyla bir grup öğrenciyi kabul ettik. Üniversitede öğrencilere yemek ve başka şehirlerden gelenlere yurt verildi. Yurtlara yerleştirilemeyenlere ise ev kiralamaları için para tahsis edildi. Üniversitenin yeni açılmış kütüphanesine satın alınan veya hediye edilen kitaplar öğrencilerin hizmetine sunuldu.”

Ayrıca, 1945-1947 eğitim yılları için toplam 200 öğrencinin üniversiteye girmiş olduğu da bilinmektedir (Rahimli 2003: 96).AMH nihayet 1946 yılında Moskova’nın desteğini çekmesi ve Tahran ordusunun Güney Azerbaycan’a saldırısıyla düşürüldü. Hükûmet başkanlarının çoğu Kuzey Azerbaycan’a sığınmak zorunda kalarak ciddi bir direniş göstermeden Tebriz’i terkettiler. Tahran ordusu AMH’nin taraftarlarını acımadan öldürdü. O sürede çıkan Türkçe kitap ve gazeteler evlerden toplatılarak meydanlarda yakıldı; Azerbaycan’ın maneviyatı bir kez daha ayaklar altında ezildi ve Türkçe yeniden yasaklandı. (Muradi 2003: 457-461)

Azerbaycan’ın ünlü şairi Samet Vurgun “Yandırılan Kitaplar” adıyla Paris’te uluslararası Barış Kurultayında (1952) okuduğu itiraz şiirinde şu olayı güzel bir biçimde dünya kamuoyuna anlatmaya çalışmıştır:

Cellad, menim dilimdedir bayatılar, qoşmalar,

Dé, onları héç duydu mu senin o daş üreyin?

Her geraylı perdesinde min ananın qelbi var.

Her şikestem övladıdır bir müqeddes dileyin,

Dé onları héç duydu mu senin o daş üreyin?

***

Tebietin ana qelbiqul doğmamış insanı,

Her üreyin öz dünyası bir seadet arzular,

Qanlar ile yazılmışdır her azadlıq destanı,

Tebietin ana qelbiqul doğmamış insanı (Heyet 2001: 266-268).

Azerbaycan Millî Hükûmetinin Türk Dili Politikası

Azerbaycan Demokrat Fırkası kurulduğu ilk günden itibaren Türkçenin Azerbaycan’da resmîleştirilmesi gerektiği konusunda açıklamalarda bulunmuştur. Bu partiyi İran’daki diğer partilerden, hatta Sovyetlerin desteğiyle kurulmuş Komünist Tûde Partisi’nden farklı kılan en önemli özellik de bu olsa gerek. Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın kurucusu ve Azerbaycan Millî Hükûmetinin başbakanı C. Pişeveri’ye göre, Türk dili (o, Azerbaycan dili diyor) Azerbaycanlılar için ölüm ve kalım meselesidir. Dolayısıyla, Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin aldığı ilk kararlardan biri de Türkçenin Azerbaycan’ın resmî devlet dili olarak ilan edilmesi olmuştur. Bu mesele yeni kurulmuş hükûmet için o kadar önem taşımaktaydı ki, 26 Aralık 1946’da yani Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin kurulduğu tarihten tam 25 gün sonra dille ilgili 10 maddeli bir yasa yürürlüğe girmiştir. Maddeler şöyledir:

Azerbaycan Millî Hükümeti’nin Dille İlgili Kararları

26 Aralık 1946’da, yani Azerbaycan Millî Hükümeti’nin kurulduğu tarihten tam 25 gün sonra dille ilgili yürürlüğe konan 10 maddelik yasa şöyledir:

Halkın devlet kurumlarıyla daha yakın ilişkide olabilmesi, halkın ihtiyaçlarının daha kolay tespit edilmesi ve dilimizin ve millî kültürümüzün gelişiminin sağlanması amacıyla Azerbaycan Millî Hükûmeti 16 Déy 1324 (26 Aralık 1946) tarihinde aşağıdaki kararları onaylamıştır:

  1. Bugünden itibaren Azerbaycan Dili[1]Azerbaycan’ın resmî devlet dili ilan edilmiştir. Devlet kararları, resmî bildiriler, halk ordularına verilen emirler ve yasa tasarıları kesinlikle Azerbaycan dilinde yazılmalıdır.
  2. Bütün kurumlarda (devlet, özel, ticari ve sosyal) Azerbaycan dilinin kullanılması zorunludur. Bu dilde yazılamayan defterler ve belgeler resmiyet taşımayacaktır.
  3. Mahkemelerdeki bütün işlemler Azerbaycan diliyle yapılacak, bu dili bilmeyenler için tercüman verilecektir.
  4. Bütün Azerbaycan daireleri, kurumları ve bakanlıkları arasındaki mektuplaşmalar Azerbaycan dilinde olmalıdır.
  5. Toplantı ve kurultaylardaki konuşmalar ve müzakereler Azerbaycan dilinde yapılmalıdır.
  6. Devlet dairelerinde çalışan ve başka dilde konuşan yabancılar, Azerbaycan dilinde yazma, okuma ve konuşmayı öğrenmek zorundalar.
  7. Başka bir dilde okuma yazması olan devlet memurları için Maarif Bakanlığı tarafından ilgili kurumlarda dil kursları açılacaktır. Bu kişilerin çalışma mesaisinden bir saat azaltılacaktır.
  8. Azerbaycan’da yaşamakta olan diğer etnikler işlerini kendi dillerinde yapma hakkına sahipler. Fakat, yazılar ve resmî bildirilerde kendi dillerinin yanı sıra, resmî devlet dili olarak Azerbaycan dilini de kullanmalıdırlar.
  9. Azerbaycan’da yaşayan etnik azınlıklar, kendi okullarında kendi dillerinde eğitim alabilirler. Fakat, bu okullarda da Azerbaycan dilinin okutulması zorunludur.
  10. Azerbaycan Millî Hükûmeti, Azerbaycan dilinin okullarda eğitimiyle ilgili kararları onaylamıştır. Okul öğretmenlerinin de millî dilde eğitimi kendilerine millî görev bilmeleri gerekir.

Pişeveri-Azerbaycan Millî Devletinin Başbakanı (Azerbaycan, sayı 96)

Bu maddelerin hazırlanmasında Azerbaycan Maarif Bakanlığının kararları esas alınmıştır. 12 Aralık 1945’te Azerbaycan Millî Kurultayında alınan ve Azerbaycan Maarif Bakanlığı tarafından açıklanan bu kararlar şöyledir:

  1. Bütün millî ve devlet okullarında Azerbaycan dilinin öğretimi için gereken hazırlıklar yapılsın.
  2. Birinci maddenin uygulanması ve gereken millî ders kitaplarının hazırlanması için Azerbaycan Maarif Bakanlığının nezdinde “Ders Kitapları” bölümü açılsın.
  3. Ders kitaplarını hazırlayan heyet üyeleri erdemli ve deneyimli öğretmenlerden oluşsun.
  4. Bu heyet Azerbaycan dilinde yazılan bütün ders kitaplarını inceledikten sonra sonucu Maarif Bakanlığına bildirsin.
  5. “Ders Kitapları” bölümü; edebiyat, tarih, matematik, fizik, coğrafya ve diğer alanlarda kitap hazırlasın.
  6. “Ders Kitapları” bölümüne deneyimli ve erdemli bir şahıs, müdür seçilsin.
  7. “Ders Kitapları” bölümü beş gün içinde programı ve gereken bütçeyi belirleyip, onaylanması için Maarif Bakanlığına teslim etsin.
  8. “Ders Kitapları” bölümü yetkilileri bir ay içinde 1.-4. sınıflar için bütün ilmî ve teknik kitapları hazırlayıp yayınlatsın.
  9. Bütün millî ve devlet okulları müdürlerine emir verilmiştir ki, ders kitapları yayınlandığı andan itibaren, her sınıfa özgü dersliklerden yararlanarak anadilinde eğitime başlatılsın.
  10. Bütün müdürler, öğretmenler, maarif memurları ve kültürsever insanlar millî dil ve kültürümüzün gelişmesinin temelini oluşturan yukarıdaki maddelerin uygulanması için harekete geçmelidirler.

Azerbaycan Maarif Bakanı M. Biriya (Azerbaycan gazetesi, sayı 84).

Azerbaycan Millî Hükûmetinin en önemli faaliyetlerinden biri de Tebriz’de Azerbaycan Devlet Üniversitesinin tesisiydi. Azerbaycan Devlet Üniversitesi başlangıçta tıp, ziraat ve pedagoji fakülteleriyle işe başlamıştır. Pedagoji Fakültesi tarih, dil ve edebiyat, felsefe, hukuk, fizik-matematik ve tabii bölümlerinden oluşmaktaydı. Hükûmet, Maarif bakanlığını hoca seçilmesi ve Türkçe kitap hazırlanması ile görevlendirmişti (Azeridergisi, sayı 1, sonbahar 2003:46)

Azerbaycan Millî Hükûmeti Döneminde Türkçe Basın: Gazete ve Dergiler

Rıza Şah’ın devrilmesinin ardından meydana gelen özgürlük sonucunda Güney Azerbaycan’da da onlarca gazete çıkmaya başladı. 1941-1946’da Güney Azerbaycan’da yayınlanan 36 gazeteden yaklaşık 15’i Türkçe veya Türkçe-Farsça olmuştur. Farsça gazeteler de dâhil toplam 26 gazete Azerbaycan Demokrat Fırkası, Millî Hükûmet, Azerbaycan’ın özerkliği ve millî şahsiyetlerin tanıtımı gibi konuları ele almıştır (Mecidi 2003: 217).

Azerbaycan Gazetesi

Dönemin en önemli gazetesi olan Azerbaycan, 1945 yılına kadar Azerbaycan Cemiyeti’nin, 1945’ten 1946 yılına kadar ise Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın organı olarak Tebriz’de yayınlanmıştır (Bkz. Ek 11). Azerbaycan-ı Demokrat adıyla çıktığı birinci dönemden itibaren dil meselesi ve Azerbaycan’ın halkın iradesiyle yönetilmesi gerektiği; merkezî hükûmet, Amerika ve İngiltere’nin ülkedeki politikalarının eleştirilmesi; İran’da ve Güney Azerbaycan’da demokratik bir hükûmete destek verilmesi gibi konular yer almaktadır. Gazetenin birinci yayın döneminin müdürlüğünü A. Şebüsteri ve başyazarlığını İsmail Şems yapmıştır. Bu dönemde gazete haftada iki kez yayınlanmıştır (Rüstemova 1993: 7; Mecidi 2003: 31). M. Mecidi, gazetenin ilk döneminin sadece Farsça çıktığını yazarken, V. Mustafayev onun Türk ve Fars dillerinde çıkmış olduğunu belirtmektedir. 

Azerbaycan gazetesinin Türk diline yönelik olumlu tutumu, onun ilk dönemde de iki dilde çıkmış olduğu ihtimalini güçlendirmektedir. Nitekim, gazetenin 24 Azer 1320 (1941) tarihli sayısında dil meselesi üzerine şöyle bir yazı yayınlanmıştır: “…Her bir millet kendi millî dilini, âdet-ananelerini korumalı, kendi işleri ve gelişimiyle bağlı meseleleri kendisi idare etmelidir. Başka milletlerin onun diline ve diğer işlerine karışması yasadışı ve özgürlüğe aykırıdır. Biz ilan ediyoruz ki, kendi dili, milleti ve geleneği olan Azerbaycan, ana dilini kullanma, bu dilde okullarda eğitim alma ve kitap yayınlama hakkına sahiptir” (Mustafayev 2000: 113).

Gazete aynı zamanda Azerbaycanlıların bağımsız bir millet olduğu, “İran milleti” teriminin ise doğru olmadığı fikrini savunmaktadır. Gazete yazarlarına göre, “millet, duygu, dil, gelenek ve arazi birliğine sahip olan halka denir.” Bu özellikler Azerbaycan’da olduğu hâlde, İran’da yoktur. Çünkü İran çok milletli bir ülkedir. Dolayısıyla da hiçbir dil İran bağımsızlığının simgesi olamaz (Mustafayev 2000: 110-111).

Azerbaycan Demokrat Fırkası’ndan sonra bu partinin resmî organına çevrilen Azerbaycan gazetesi, ikinci dönemine yine Ali Şebüsteri’nin müdürlüğüyle başlar. 30.-97. sayılar yayın kurulu, 98.-151. sayılar Ahmet Mûsevi, 152.-246. sayılar Fethi Huşkenâbi ve 247.-288. sayılar ise İsmail Şems’in başyazarlığında yayınlanır. Gazetenin bu dönemdeki dili esasen Türkçedir. Başyazıların büyük bir kısmını “P” imzasıyla C. Pişeveri ve “C” imzasıyla Selamullah Cavid yazmıştır. (Azerbaycan gazetesiS. 11: 1-2) Gazetenin 2. döneminin birinci sayısındaki “Fırkamız İşe Başladı” adlı başyazısı imzasızdır. Başyazıda Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın resmen faaliyete başlaması belirtilirken bu fırkanın İran’ın bağımsızlığına inandıkları hâlde Azerbaycan halkının mukadderatının kendisi tarafından tayin edilmesi gerektiği de yazılmaktadır. Aynı sayıda “Rûznamemizin Dili” unvanı altında Türkçenin son derece zengin bir dil olduğu ve halkın kanında ve yüreğinde kök saldığı yazıldıktan sonra gazetenin bu dile daha çok önem vereceği belirtilmiştir. Yazara göre, “Azerbaycan dili o qeder quvvetli ve onun serf ve nehv qaideleri o qeder möhkem ve tebiidir ki hetta onun içine vârid édilmiş Fars ve Ereb kelemeleri ixrac édilse bile onunla böyük fikirleri, âli meqsedleri yazub şerh vérmek mümkündür.” (Azerbaycan gazetesi, sayı 1)

Azerbaycan gazetesinin hemen hemen bütün sayılarında C. Pişeveri’nin konuşmalarının özeti verilmektedir. 6. sayıda C. Pişeveri “Fırkamızın Tarihî İşi” başlıklı yazısında Azerbaycan Demokrat Fırkası’na kısa bir süre içinde on binlerce yeni üyenin kayıt yaptırıp büyük bir güç oluşturduğunu ve millî özgürlüğün temin edilmesi için onların özverisine ihtiyaç duyulduğunu belirtmektedir.

Aynı sayıda Tebriz’in tiyatro oyuncularından Cevat Şefizade imzalı bir yazıda Tebriz’de, Hoy’da ve Urmiye’de defalarca Üzeyir Hacıbeyov’un Meşediİbad, Arşın Mal Alan, Leyli ve Mecnun, Şah Abbas ve Hurşid Bânu opera-tiyatrolarının gösteriye sunulduğunu ve her defasında da halkın beğenisini kazandığını öğreniyoruz (Azerbaycan gazetesi, sayı 7).

AMH döneminde Türkçe tiyatroyla ilgili bilgilere Ekrem Rahimli’nin eserinde de rastlıyoruz. Rahimli’ye göre, AMH’nin kuruluşundan önce Tebriz’de ilkel bir şekilde faaliyet gösteren “Azerbaycan”, “Firdevsi”, “İran”, “Tebriz” ve “Hakikat” tiyatro grupları Kuzey Azerbaycan tiyatrocularının yardımıyla Azerbaycan millî tiyatrosunun temelini oluşturdular. Millet ve vatan sevgisi; cehalet ve mevhumatla mücadele; ahlak, kültür ve kadınların toplumdaki sorunları Güney Azerbaycan millî tiyatrosunun esas konularını teşkil etmekteydi. Bu dönemde en çok oynanan tiyatroların başında Ü. Hacıbeyov’un “O Olmasın, Bu Olsun” veya başka adıyla “Meşediİbad”; “Arşın Mal Alan”; Cafer Cabbarlı’nın “Aydın”, “Od Gelini”, “Almas”; Oktay Eloğlu ve C. Mehmetkuluzade’nin birçok dram eseri geliyordu. 28 Mart 1946’da ise AMH’nin kararıyla Tebriz’de Azerbaycan Devlet Dram Tiyatrosu kuruldu (Rahimli 2003: 99-100). AMH’nin kararıyla Tebriz’de Azerbaycan Devlet Dram Tiyatrosu kuruldu (Rahimli 2003: 99-100). Azerbaycan gazetesinde “Firqemiz İreli (İleri) Gédir”, “Böyük Belalardan Biri”, “Eyâlet Encümeni”, “Hamı (Herkes) Bilmelidir” (sayı 2); “Millet Bizimledir” (Farsça) (sayı 4); “Lenden (Londra) Encümenine Gönderilen Telgraf”, “Millî MetbuatYaratmaq Yolunda” (sayı 10); “İrtica Baş Qaldırdı”, “Azerbaycan’ın BöyükXalq ve Maarif Xâdimi (Hizmetkârı) Rüşdiye”, “İran’da Faşizmin Göstergeleri” (Farsça), (sayı 11); “Firqemizin Birinci Kongresi Münasibetiyle”, “Azerbaycan Demokrat FirqesiÜzvleri Bilmelidir” (sayı 12); “Erbap ve Reiyyet Meselesinin Helli”, “YéniHeyata Doğru” (sayı 13); “Bizi Öz HâlımızaQoysunlar”, “Azerbaycan Demokrat Firqesinin Umumî Yığıncağı (Toplantısı)” (sayı 14); “Azerbaycan Bir Daha Aldanmayacaqdır” (Farsça) (sayı 15); “Azerbaycan Öz TarixîVezifesini Unutmaz”, “Bérlin Filmi” (sayı 16); “Birinci Kongremiz”, “Balkan Meselesinin Helli” (Farsça) (sayı 17); “Muxtariyet Meselesi ve Encümen-i Eyaletî”, “Qezvin’de Yaşayan Azerbaycan Cavanlarının(Gençlerinin) Qerarı” (sayı 18); “Ferrux’u Ne Üçün Gönderirler”, “Azerbaycanlıları Tanıyın” (Farsça) (sayı 19) gibi makaleler ve “VetenSévgisi” (sayı 6); “Haq ve Azadlıq(Özgürlük)” (sayı 7); “Yaşamaz” (sayı 10); “Gül Azerbaycan” (sayı 11); “Hemişelik(Daima) Yaşa Azerbaycan” (sayı 12); “Oyan (Uyan)  ÉyAzeristan Ehli” (sayı 13); “Niye” (sayı 14); “Oğrular(Hırsızlar) El-Qol  Açıb Her Géce Bir Yana Gédir” (sayı 16); “Şerefli Azerbaycan’a” (sayı 17); “Gelin Dostlar, Gelin” (sayı 18); “Veten” (sayı 19) adlı şiirler yer almaktadır.

Azad Millet Gazetesi

“Özgür Millet” anlamına gelen Azad Millet gazetesi Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin kuruluşundan 73 gün sonra 5 İsfend 1324 (24 Şubat 1946)’ten Azer 1325 (Aralık 1946)’e kadar Azerbaycan Millî Meclisinin organı olarak İsmail Şems’in müdürlüğünde Tebriz’de yayınlanmıştır. 4 sayfada, 43×28 cm boyutlarında haftada üç kez Türkçe çıkan bu gazetede Azerbaycan Millî Meclisinin kararları, siyasi ve toplumsal özgürlükler, Azerbaycan’ın ünlü şahsiyetlerinin tanıtımı, Azerbaycan’ın önemli meseleleri, iç ve dış haberler ve yorumlar ve devlet ilanlarına geniş yer verilmiştir. Gazete resimli ve siyah-beyaz olup toplam 116 sayı yayınlanmış, 1946 yılında Azerbaycan Millî Hükûmeti’nin düşürülmesinden sonra kapatılmıştır (Mecidi 2003: 45; Uzun 2002: 47).

Galebe Gazetesi

Azerbaycan Millî Hükûmeti Eğitim Bakanı Mehmet Biriya’nın müdürlüğünde Azerbaycan İşçiler ve Emekçiler Birliği’nin organı olarak çıkan Galebe gazetesinin ilk sayısı İsfend 1324 (Mart 1946)’te Tebriz’de yayınlanmıştır. Gazetenin dili Türkçedir. 2-4 sayfada, 32×42 cm boyutlarında olup sosyalist partiler ve Azerbaycan işçi ve emekçileriyle ilgili haberleri içermektedir. Gazete, AMH’nin düşürülmesinden sonra kapanmak zorunda kalmıştır (Mecidi 2003: 140; Rüstemova 1993: 188; Uzun 2002: 73; Ebu Torabiyan 1987; Celili 1996: 152-153).

Yeni Şark Gazetesi

Yeni Şark gazetesinin ilk sayısı İsfend 1322 (1943)’de İran Tûde Partisi’nin Azerbaycan kolunun organı olarak Mahmut Turabi’nin müdürlüğünde Tebriz’de yayınlanmıştır. Bakü’de çıkan 21 Azer dergisinde gazetenin ilk sayısının 1941’de çıkmış olabileceği söylense de, diğer kaynaklarda bu tarih 1943 olarak gösterilmiştir. Gazete Aralık 1945’e kadar Hâver-i Nev adı altında Farsça; Azer 1324 (Aralık 1945)’ten Aralık 1946’ya kadarYeni Şark adıyla Türkçe yayınlanmıştır. Enver Uzun gazetenin boyutlarını 34×47/5 olarak verirken, Musa Mecidi ilk sayılarının 32×46 ve daha sonraki sayıların 42×28 cm boyutlarında olduğunu yazar. Gazetenin içeriğini Azerbaycan Millî Meclisinin kararları, Azerbaycan haberleri ve ilanlar oluşturmaktadır. Yeni Şark, Millî Hükûmetin düşürülmesinin ardından kapatılmıştır (Mecidi 2003: 103-104; Uzun 2002: 75; Rüstemova 1993: 132-133; Ebu Torabiyan 1987; Celili 1996: 207-208).

Azerbaycan Ulduzu Gazetesi

Azerbaycan Ulduzu‘nun ilk sayısı 16 Aralık 1944 yılında Sétâré-yé Azerbaycan adıyla Fars ve Türk dillerinde Tebriz’de yayınlanmıştır. M. Ali Hilal Nâsiri’nin müdürlüğü ve başyazarlığında İran Tûde Partisi’nin İşçiler ve Emekçiler Birliği’nin organı olarak çıkan gazete 6-8 sayfada, 34×24 cm boyutlarında olup yıllık abonesi 180 ve tek sayı fiyatı 5 riyaldır. Gazetede hem mizah, hem de ciddi ve eleştirel yazılar yer almaktadır. Azerbaycan Millî Hükûmeti döneminde Azerbaycan Ulduzu adıyla yayınını devam ettiren gazetenin yazarlarından biri de ünlü gazeteci İsmail Şems’tir. Gazetenin ikinci döneminin 4. sayısında Güvenlik Konseyi’nin İran’la ilgili müzakereleri, kadınların toplumsal faaliyetleri, şair Katran Tebrizi’nin hayatı ve Azerbaycan’ın komşu ülkelerle ilişkileri gibi konular ele alınmıştır (Mecidi 2003: 35-36; Uzun 2002: 55; Rüstemova 1993: 19, 67; Celili 1996: 31).

Medeniyet Gazetesi

Sovyet Kültür Evi tarafından Türkçe olarak Tebriz’de yayınlanan Medeniyet gazetesinin ilk sayısı Ebu Torabiyan’a göre Ferverdin (Mart-Nisan) 1946, Mecidi’ye göre ise aynı yılın Şehriver (Ağustos-Eylül) ayında çıkmıştır. Gazete 4 sayfada, 36×28 cm boyutlarında olup siyasi, edebî ve yergisel konuları içermektedir. İlk sayfası renkli ve resimli olan Medeniyet gazetesinin birinci sayısında Azerbaycan’ın ünlü mizah şairi Muciz Şebüsteri’nin şiiri yayınlanmıştır. Gazetenin yayını Azerbaycan Millî Hükûmetinin düşürülmesinden sonra durdurulmuştur (Mecidi 2003: 164; Ebu Torabiyan 1987; Celili 1996: 178; Rüstemova 1993: 113).

Urmiye Gazetesi

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın Urmiye kolunun organı olarak Urmiye’de Türkçe yayımlanmıştır. Ebu Torabiyan, gazetenin ilk kez 4 Behmen (24 Ocak) 1946’da çıktığını yazar. Gazeteyle ilgili fazla bilgi bulunmamaktadır. Fakat, Enver Uzun’a göre, haftada iki kez ve toplam 25 sayı yayınlanmıştır. Celili ise gazetenin haftalık olduğunu söyler (Mecidi 2003: 74; Rüstemova 1993: 150; Ebu Torabiyan 1987; Uzun 2002: 109; Celili 1996: 57).

Azer Gazetesi

Azer gazetesi Azerbaycan Demokrat Fırkası’nınZencan kolunun organı olarak 30 Ocak 1946’da Menuçehr Sait Veziri tarafından Türkçe olarak yayınlanmıştır. Gazetenin siyasi haber ağırlıklı olduğu, AMH’nin kararları ve faaliyetlerini Zencan’a yansıttığı bilinmektedir. Bu dönemde çıkan diğer Türkçe gazeteler gibi AMH’nin düşürülmesinin ardından kapatılmıştır (Mecidi 2003: 26; Rüstemova 1993: 11; Celili 1996: 27; Uzun 2002: 48).

Vatan Yolunda Gazetesi

II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’nin Güney Azerbaycan’ı işgalinde Kızıl Ordu’nun desteğiyle 1942-1946 yıllarında Tebriz’de Türk dilinde çıkarılan Vatan Yolunda gazetesinin redaktörlüğünü Kuzey Azerbaycanlı Ejderoğlu; H. Şahgeldi; Cafer Handan ve Rıza Kuliyev yapmıştır. 4 sayfada, 42×29 cm boyutlarında olan gazete, 2. Dünya Savaşı haberleri, Kızıl Ordu’nun zaferleri, Kuzey Azerbaycan sanat ve bilim adamlarının tanıtımı, sosyalizm dünyasının savaş kahramanlarının tanıtımı, Güney Azerbaycan Millî Meclisinin haberleri ve faşizm aleyhine sloganları içermektedir (Mecidi 2003: 186; Celili 1996: 204-205; Rüstemova 1993: 128).

Alman İşgalcilerine Ölüm

Rüstemova’nın verdiği bilgiye göre, 1943-1944 yıllarında Tebriz’de varaklar hâlinde yayınlanmıştır. Ayda üç kez yayınlanan bu gazete varaklarının içeriği adından da görüldüğü üzere Alman işgalcilerine ve faşizme karşı yazılardan oluşmuştur (Rüstemova 1993: 30-31).

Şafak Dergisi

Sovyetler Birliği ile kültürel ilişki sağlayan İran Cemiyeti’nin Tebriz kolunun organı olarak yayınlanan Şafak dergisinin ilk sayısı Murdad (Temmuz-Ağustos) 1945’te Tebriz’de çıkmıştır. Daha çok edebî-bedii içerikli yazıların bulunduğu bu dergide ara sıra Farsça yazılara da yer verilmiştir. Dergi ortalama 60 sayfada ve 17×24 cm boyutlarında aylık olarak yayınlanmıştır (Celili 1996: 138; Rüstemova 1993: 76; Ebu Torabiyan 1987). M. S. Tabatabai derginin toplam 12 sayı çıktığını söyler (Tabatabai 1999: 460).

Edebiyat Sahifesi Gazetesi

Mehmet Biriya’nın müdürlüğünde çıkan Edebiyat Sahifesi‘nin çıkış tarihiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Enver Uzun kaynak göstermeden gazetenin çıkış tarihini 1941 yılı belirtirken, gazetenin 15. sayısını inceleyen, fakat o sayıda tarihin yazılmamış olduğunu söyleyen Musa Mecidi onun 1945-1946 yılında, Celili ise 1945’te çıktığını söylemektedir. Rüstemova gazetenin birinci sayısını elde ettiğini ve orada 1943 yılının belirtildiğini söyler. Gazete 2 sayfada, 22×36 cm boyutlarında olup Azerbaycan edebiyatı, vatan şiirleri ve bazı siyasi konularla ilgili bilgileri içermektedir (Mecidi 2003: 59; Rüstemova 1993: 80-81; Celili 1996: 53; Uzun 2002: 62).

Güneş Dergisi

Güneş dergisiyle ilgili sâdece “Azerbaycan Dövrü Metbuatı” kitabında kısa bilgi bulunmaktadır. Dergi, Eylül 1946 yılında Azerbaycan Şair ve Yazıcılar Cemiyeti tarafından Tebriz’de yayınlanmış sanat, toplum ve tarih içerikli bir mecmuadır (Rüstemova 1993: 214).

Nedâ-i Gorgan Gazetesi

Tûde Partisi’nin Gorgan komitesinin organı olarak Ahmet Kâsımî tarafından Gorgan kentinde Farsça ve Türkmen Türkçesiyle yayımlanmıştır. Nedâ-i Gorgan o dönemde Türkmenler tarafından kendi dillerinde çıkan az sayıda gazetelerdendir. Gazeteyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşılamamıştır (Ebu Torabiyan 1987).

Cevdet Gazetesi

İlk sayısı Mordad (Temmuz-Ağustos) 1927’de Erdebil’de Hasan Cevdet’in müdürlüğünde çıkan Cevdet gazetesi 1938’de kapatılmış, beş yıl sonra Gulam Hüseyin Habibullahi’nin müdürlüğü ve Hasan Cevdet’in başyazarlığında tekrar yayına başlamıştır. Cevdet gazetesi ikinci dönemde Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın Erdebil organı olarak Türk ve Fars dillerinde yayınlanmıştır. Gazetenin sahibi Hasan Cevdet döneminin aydın şahsiyetlerinden olmuş, Erdebil’de ilk kez kıraathane, tiyatro salonu ve kurşun matbaası tesis etmiştir. Gazete 1946 yılında kapatılmıştır (Mecidi 2003: 95; Tabatabai 1999: 252; Celili 1996: 93; Rüstemova 1993: 46; Uzun 2002: 59-60).

Cavanlar Gazetesi

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın gençler kolunun organı olarak Tebriz’de Türkçe yayınlanmıştır. Cavanlar haftalık gazetesinin ilk sayısı 25 Ordibeheşt (15 Mayıs) ve son sayısı Azer (Aralık) 1946’da çıkmıştır. E. Uzun yanlış olarak gazetenin 1942’de çıktığını yazmıştır. Gazete Azerbaycan Millî Hükûmetinin yıkılmasından sonra kapatılmıştır (Celili 1996: 92-93; Mecidi 2003: 94-95; Ebu Torabiyan 1987; Uzun 2002: 59).

Azerbaycan Millî Hükûmeti Döneminde Kitap Yayını

Azerbaycan Millî Hükûmeti döneminde Türkçe gazete ve dergi yayınında olduğu gibi Türkçe kitap yayınında da patlama olmuştur. Güney Azerbaycan’da çıkan kitapların büyük kısmı ya tamamen Türkçe çıkmış, ya da Fars dilinde Azerbaycan’la ilgili olmuştur. Daha önceki dönemlerden farklı olarak Türkçe nesir de şiirin yanı sıra gelişme sürecine girmiştir. En önemlisi ise ilkokullar için Vatan Dili adlı altı cilt ders kitabının yayınlanmasıdır. Kitabın birinci sınıf için hazırlanmış birinci cildin ilk bölümü ses ve harflerin öğretimidir. İlk ders ‘آ’ ve ‘ت’ harflerinin yazılışıyla başlar, آت ve آتا kelimeleri örnek gösterilir ve çocuk ilk dersten itibaren cümle kurmayı ve yazmayı da öğrenir. Bu bölüm kitabın 47. sayfasına kadar devam eder. Azerbaycan Maarif Bakanlığınca hazırlanan bu kitapta kullanılan cümlelerin seçiminde de hassasiyet gösterilmiş, hem atasözleri ve deyimler, hem de Azerbaycan’la ilgili bilgi verilmiştir. Örneğin:

Şehrimize hele çoxmekteb lazımdır (s. 33); Él gücü, sél gücü (s. 39); Çalışqan adam zerer çekmez (s. 42);  Zâkir Azerbaycan’ın böyük şairidir. (s. 43);  Men Azerbaycan’da yaşayıram. (s. 43); Sebr ile halva pişer éyqora senden – beslesen atlas olar tut yarpağından (s. 45); Dalıdan [arkadan] atılan daş topuğa deyer (s. 46); Zülmleabad olan, edlle [adaletle] berbadolar (s. 46). Kitabın 2. bölümü metin örneklerinden ibarettir. Metinler şiir ve düz yazı, kısa hikâyeler veya bilmeceler şeklinde verilmiştir. Atasözlerinin seçiminde de dikkat gösterildiğini örneklerden anlamak mümkündür: Ne tökeresen aşıva [yemeğine] o geler qaşığıva; Qomşuya umud olan şamsız [akşam yemeğisiz- aç] yatar; Özü yıxılanağlamaz; Atılan ox géri qayıtmaz [dönmez]; Dostun min ise az, düşmenin bir ise çoxdur (s. 59); Tek elden ses çıxmaz; Qurd tükünü deyişer, xasiyetini [huyunu] deyişmez; Vicdanı olmayanın, imanı da olmaz (s. 65).

İkinci kitap “birinci ders günü” dersiyle başlar. 9. dersten itibaren derslerin sonunda ilgili sorular yazılır. Çocuklara resim çizme ve el işleri öğretilir. Atasözleri ve deyimler 2. kitapta da önemli yere sâhiptir: Bir mıx bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir merdi, bir merd bir éliqurtarar. Qara günün ağ günü de var. Qorxaq günde yüz yol [kez] öler, iyit [yiğit] ömründe bir yol (s. 45). “Quşlar” adlı bir şiirin sonunda dört kelimenin anlamı verilmiştir: néçün: ne üçün; yoqsa: meğer; yavuq: yaxın; savuq: soyuq (s. 38). Kitap, “21 Azer Bayramı” yazısıyla sona erer. Metinde Azerbaycan Millî Meclisinin kuruluş yıldönümü anlatıldıktan sonra şöyle yazıyor: Azerbaycan bizim eziz vetenimizdir. Biz vetenimizisévirik. Azerbaycan Millî Meclisi bizim ümid evimizdir. Millî Meclisimiz pâydarolacaq. Azerbaycan xalqı [veya xelqi] onun bayrağı kölgesinde hemişelik xoşbext [mutlu] yaşayacaqdır (s. 86).

Üçüncü sınıf için hazırlanmış ders kitabında normal metinlerin yanı sıra hayvanların adları ve bazı belirgin özellikleriyle ilgili bilgi verilmektedir. Meşrutiyet İnkılabı’nın iki kahramanı olan Settar Han ve Bagır Han tanıtılır. Vatanla ilgili şiirler yayınlanır ve “az çoxatâbédir” deyimiyle çocuklara demokrasi dersi verilir. 3. sınıf ders kitabı toplam 112 sayfadır. Kitabın dördüncü cildi edinilememiştir.

Beşinci sınıf için hazırlanan 244 sayfalı ders kitabı Azerbaycan’ın ünlü şairi AliekberSabir’in tanıtımıyla başlar. Kitabın devamında güneyli-kuzeyli Azerbaycan’ın büyük şair ve yazarları tanıtılmakta, vatan ve ana dili sevgisiyle yazılmış şiir ve nesirlerinden örnekler verilmektedir. Kitabın 164. sayfasından itibaren “Qonşu Xalqların Muasir Edebiyatı” başlıklı yeni bir bölüm başlar. Bu bölümde Rus yazarlarından Maksim Gorki, Fars şair ve yazarlarından M.T. Meliku’ş-Şuara, Kürt şairlerinden Hejar Şerefkendi, Ermeni şairlerinden Uhanes Gogasiyan’ın tanıtımı ve eserlerinden örnekler verilmiştir. Kitap masallar, bilmeceler ve sözlükle sona erer.

Daha önce de söylendiği gibi, Vatan Dili dersliklerinin yanı sıra aşağıdaki ders kitapları da Azerbaycan Millî Hükümetinin Maarif bakanlığı atarfından yayınlanmıştır: Ekâbir Üçün Ders Kitabı. Maarif Bakanlığı, Tebriz 1946, 64 s. Coğrafya, Beşinci Kilas İbtidai Sınıf Üçün. Maarif Bakanlığı, Tebriz 1946, 114 s. Muxteser Dünya Tarixi, Beşinci İbtidaiKilas üçün. Maarif Bakanlığı, Tebriz 1946, 64 s. Veten Dili, Edebî Qeraet Kitabı, Altıncı İbtidai Kilas Üçün. Maarif Bakanlığı Tebriz, 1946, 300 s. 1941-1946 yıllarında Güney Azerbaycan’da özellikle Türkçe çıkan kitapların en önemlileri kronolojik olarak şunlardır (Musevi 1994; HebibiAzas 1997; Meşkur 1996):

Edebî Eserler (şiir ve nesir toplusu), (y.y.y.), Tebriz, 1941. İTİMAD M. Mehdi, Nahar Ve’desi, (y.y.y.), Tebriz, 1943. , Obaşdan Xoruzu /Sahur Horozu,(y.y.y.), Tebriz, 1943. Celil Memmed Kuluzade, İSKİC Yay., Tebriz, 1944. OZARİ Hasan (1945). Türkî Tesnifler, bézemimé-yéxodamûz ve terz-é kûk-é târ ve destgah-ha / Türkçe Şarkılar, ek olarak: kılavuz, tarın akordu ve makamlar, Çemen Ârâ Yay., Tebriz, Şairler Meclisi, Şairler Meclisi Yay., Tebriz, 1945. Divân-i Héyran Xanım, İran-Sovyetler Birliği Kültürel İlişkiler Cemiyeti (İSKİC) Yay., Tebriz, 1945. RÜSTEM Süleyman (1945), Şairin Sesi, Yabancı Dillerde Edebiyat Neşri, Baku Divan-i Muciz Şebüsteri, İSKİC Yay., Tebriz, 1945. FEDAİ (1945). Bextiyarname, İSKİC Yay., Tebriz EFENDİYEV A. (1946). Sehne Qrimi (Cavan [genç] aktiyorlara kömek [yardım]), Medeniyet Evi Yay., Tebriz RIZA Resul (1946), Vefa, Yabancı Dillerde Edebiyat Neşri, Baku Esasnâmé ve Nézamnâmé-yé Encomen-é Edebi-yé Azerbaycan /Azerbaycan Edebî Encümeni’nin Tüzüğü, (y.y.y.), Tebriz, 1946.

Azerbaycan Millî Hükûmeti Dönemi Türkçesinin Özellikleri

Daha önceki bölümlerde de görüldüğü üzere Güney Azerbaycan’da Meşrutiyet dönemi ve Pehlevî öncesi Türkçesinin durumu pek de iç açıcı değildir. Türkçenin yasal olarak tamamen serbest olmasına rağmen, resmî alanlarda hep Farsça kullanılmış ve Türkçe hayatını daha çok konuşma ve şiir sahalarında koruyabilmiştir. O dönemde parmak sayısı kadar çıkan Türkçe veya Türkçe-Farsça gazetelerin de ömrü çok kısa olduğundan halkın üzerinde sürekli bir etkisi olmamıştır. Azerbaycanlıların kendi dil ve kültürlerine kayıtsızlığı, Kacarların hâkimiyeti İngilizlerin baskısıyla Rıza Şah’a devretmesi ve dolayısıyla aşırı Fars milliyetçiliğinin güçlenmesi sonucunda Türkçe yasak bir dil hâline geldi. Yaklaşık 15 yıl süren bu yasak dönemi 2. Dünya Savaşı’nın İran’a sıçraması ve İran’ın Müttefikler tarafından işgal edilmesiyle sona erdi. Güney Azerbaycan aydınları geçmişteki hatalarını telafi etmek amacıyla faaliyete başladılar. Türkçenin Azerbaycan için gerçekten ölüm ve kalım meselesi olduğunu anlayan aydınlar, var güçleriyle Türkçenin resmîleşmesi için çaba göstererek, onlarca Türkçe gazete, dergi ve kitap yayınlamaya başladılar. Basın-yayında kullanılan Türkçe aslında Meşrutiyet dönemi Türkçesinin devamı değildi. Çünkü Azerbaycan Türkçesi İran’da yasaklandığı hâlde, Kuzey Azerbaycan’da gelişimini sürdürmekteydi ve Güney Azerbaycan aydınları Türkçeyi bıraktıkları yerden değil (1925), Kuzey Azerbaycan’da gelindiği noktadan başlayarak devam ettirdiler. Buna benzer duruma İran İslam İnkılabı’ndan sonraki dönemde de rastlanmaktadır.

Güney Azerbaycan aydınlarının bu konudaki başarıları şöyle açıklanabilir:

  1. AMH döneminde çıkan Türkçe kitap ve gazetelerin yanında Kuzey Azerbaycan Türklerinin yakından ve uzaktan rolü olmuş ve Kuzey Azerbaycan Türk edebî dilinin yaygınlaşmasında etkili olmuştur.
  2. ADF’nın kurucuları ve Güney Azerbaycan’da Türkçe gazete yazarlarının birçoğu bir süre Kuzey Azerbaycan’da yaşamış, Azerbaycan edebî dilini belli bir ölçüde öğrendikten sonra Güney Azerbaycan’a dönerek gazetecilik ve yayıncılık faaliyetine başlamışlardır. Bu hususta AMH başbakanı ve Azerbaycan gazetesinin başyazarı C. Pişeveri en güzel örnektir.
  3. AMH döneminde Türkçe bilinçli bir şekilde öğrenilmeye başlamış ve özellikle Kuzey Azerbaycan kaynaklarından faydalanılmıştır.

AMH dönemi yazılı Türkçesinde ağız özellikleri ortadan kalkmakta, fakat genel olarak Güney Azerbaycan Türkçesinin bazı özellikleri görülmektedir. Arap alfabesi bazı reformlar yapılarak Türkçeye daha uygun bir hâle getirilmiştir. Nazal “n” (ŋ) yerini normal “n”ye bırakmıştır. Cümlelerde nokta, virgül işaretleri kullanılmış, eskiden kullanılan Farsça tamlamalar en az düzeye düşürülmüştür. Eskiden “i” harfiyle gösterilen “é” sesi için “ ئ” harfi kullanılmaya başlamış, fakat bazen her ikisine de (alışkanlıktan olsa gerek) rastlamak mümkündür. Ders kitaplarında “ئ” harfinin kullanılmasına özen gösterildiği görülmektedir. Arap-Fars kökenli kelimelerin orijinal imlası korunmuştur. “ö” sesi için kelime başında “ئو”, kelime ortasında ise “ؤ” harfi seçilmiş ve ders kitaplarında uygulanmıştır. C. Pişeveri’nin yazılarında gelecek zaman 3. şahıs çokluğunda “-Ik” eki yerine eskiden Azerbaycan Türkçesinde ve günümüz Türkiye Türkçesinde kullanılan “-Iz” ekinin kullanıldığını görüyoruz: göreceyiz (Azerbaycan gazetesi, sayı 6); edeceyiz(Azerbaycan gazetesi, sayı 18).

AMH döneminde yalnız kitap ve gazete değil, resmî mektuplar ve belgeler de Türkçe yazılmıştır. Burada o dönem Türkçesinin basın, yayın ve resmî mektup ve belgelerdeki kullanışını göstermek amacıyla birkaç örnek vermek istiyoruz:

Birinci örnek:

…Dilimiz xalqın yaratdığı dastanlar, zerbülmeseller, hikâye ve nağıllar vasitesiyle dünyanın en böyük dilleri ile reqabet ede biler; şairlerimiz, ediblerimiz bu dil vasitesiyle öz éhsasatlarını ve öz hüner ve senetlerini vucuda getirib xalqın nezerini celb ede bilerler.

Bizim vezifemiz onu génişlendirmek, onu muasir hala salmaq, onun gözelliklerini, inceliklerini toz topraq arasından çıqarıb temiz ve âli bir zerf içerisinde xalqa teqdim étmekden ibaretdir (Azerbaycan gazetesi, sayı 1).

İkinci örnek: Bir gün müellim şâgirdleri şeherden kenara gezmeye apardı. Müellimin tapşırığı ile şâgirdler muxtelif cürdaşlar yığdılar. Müellimdaşların berk-boşluğunu yoxlatdırdı. Daşların be’zisi berk, be’zisi boş idi. Daşların rengini soruşdu. Here elindeki daşın rengini dédi. Şâgirdler daşların muxtelif rengde olduqlarını da öyrendi. Müellim şâgirdlerden daşın neye lazım olduğunu soruşdu… (Vatan Dili, 3. sınıf dersliği).

Üçüncü örnek: Agâ-yi Mehemmed Bâgir Hüseyni Eşheri, Xiyabani Medresesinin Müellimi,

Bâzresi idâresinin vérdiyi guzarişe göre, siz tedris işizi ciddiyetle başa aparıb kâmil elaqe ile encâm-i vezife édirsiz. Buna göre Vizâret sizden bu vesile ile qedrdanlıqélir. Azerbaycan Maarif ve Ovqaf Veziri- Biriya

Kaynak

(1945). Vatan Dili Ders Kitabı, 1-6. cilt, Tebriz.

(1945-1946). Azerbaycan Gazetesi, Tebriz.

(2003). Azeri Dergisi, S. 1, Güz, Tahran.

Bayramzade, Samed (1989). İran Hâkim Dairelerinin Cenubi Azerbaycan Maarifi ve Medeniyeti Sahasındaki Siyaseti (1947-1978). Cenubi Azerbaycan Tarihî Meseleleri, Elm Yay. Bakü.

Celili, Said (1996). Dânéşname-yé Metbuat-é Azerbaycan / Azerbyacan Basını Bibliyografyası,Mehd-i Azadi yay., Tebriz.

Ebu Torabiyan, Hüseyin (1987). Metbuât-é İran ez Şehriver 1320 tâ 1326 / Eylül 1941’den 1947’ye Kadar İran Basını, Ettelaat Yay., Tahran.

Fawcett, L. (1994). İran ve Ceng-é Serd / İran ve Soğuk Savaş, Çev. Kave Bayat, Motaleat-é Siyasi ve Beynolmelali Yay., Tahran.

Gökdağ A., Heyet, M. Rıza (2004). İran Türklerinde Kimlik Meselesi, Bilig Dergisi, S. 30:51-84, Ahmet Yesevi Üniversitesi Yay., Ankara.

Heyet, Cevat (2001). Tarih-é Zeban ve Lehcéha-yé Torki / Türk Dili ve Lehçelerinin Tarihi, Peykan Yay., Tahran.

Mecidi, Musa (2003). Tarihçé ve Tahlil-é Rûznâmeha-yé Azerbaycan (1230-1380) / Azerbaycan Gazetelerinin Kısa Tarihi ve Analizi (1230-1380). İran Milli Kütüphanesi Yay., Tahran.

Muradi, Ali (2003). Ez Zéndan-é Reza Han tâSadr-é Férgé-yé Démokrat-é Azerbaycan / Rıza Hanın Hapisanesinden Azerbaycan Demokrat Fırkasına Kadar, Ovhadi yay., Tahran.

Mustafayev, Vidadi (2000). Cenubi Azerbaycan: Millî Şuur, Mürtezevi Matbaası, Köln.

Rahimli, Ekrem (2003). Güney Azerbaycan’da Millî Demokratik Harekat (1941-1946),MEQA Yay., Bakü.

Rüstemova, S. (1993). Azerbaycan DövriMetbuatı, Azerbaycan İlimler Akademisi Yay., Bakü.

Tabatabai, M.S. (1999). Râhnéma-yéMetbuat-é İran (1925-1978) / İran Basın Kılavuzu (1925-1978). Merkez-é Motaleat ve Tahkikat-é Resâneha Yay., Tahran.

Uzun, Enver (2002). Güney Azerbaycan Basın Tarihi, Türk Ocağı Trabzon Şubesi yay., Trabzon.

İlginizi Çekebilir

Ali Merdan Topçubaşı’nın Ziya Gökalp Hakkında Görüşleri- Dr. M. Rıza HEYET

Birinci Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurucularından ve en etkili şahsiyetlerinden olan Ali Merdan Bey Topçubaşı, 1918-1920 yılları